Seçim öncesi patates ve soğan fiyatlarındaki ani yükselme ile birlikte kg fiyatlarının 6-7 liraya çıkması seçim meydanlarında sıkça patates ve soğan fiyatlarının konuşulmasına sebep oldu. Herkesin cevabını aradığı soru ise, 3-4 ay önce depolarda 30-40 kuruşa alıcı bulamayan patatese ne olmuştu da böyle kıymete binmişti.
Bu soruya yanıt aramadan önce patates ekonomisi hakkındaki bazı temel bilgilere göz atalım. Patates Türkiye’ye 1850’li yıllarda girmiş ve geçen süre içerisinde oldukça geniş bir alanda ekimi yaygınlaşmıştır. Son 10 yıllık ortalamaya baktığımızda 1,5 milyon dekar alanda yılda ortalama 4,5 milyon ton patates üretiliyor. Üretimin büyük bir kısmı iç piyasada tüketilmekle birlikte yıllık 200 bin ton civarında patatesin ise ihraç edilmekte olduğunu görüyoruz. İklim ve coğrafi bölgeler dikkate alındığında, patates üretim alanları iki grupta değerlendiriliyor. Erkenci patates olarak adlandırılan ve stoklamaya uygun olmayan türün üretimi yoğunlukla Akdeniz ve Ege Bölgesinde, Kışlık ve depolamaya uygun olan patates üretim alanı ise, Orta ve Doğu Anadolu Bölgesinde bulunuyor.
Şimdi gelelim patates fiyatlarındaki artışın nedenine; Çiftçiler, piyasaya sürdükleri arz miktarını daima geçen dönemdeki fiyatlara göre belirlemektedir. Yani çiftçiler mevcut piyasa fiyatına bakarak gelecek için üretim kararlarını almaktadırlar. İktisatta buna örümcek ağı teoremi diyoruz. Bu teoreme göre, bu yılın arzı, geçen yılın fiyatına veya gelecek yılın arzı, bu yılın fiyatına bağlıdır. Buradan da anlaşılacağı gibi tarımsal ürünlerde de uzun dönemde denge fiyatını belirleyen etkin faktör arz olmaktadır. Türkiye’de özellikle patates ve soğan fiyatlarında yıldan yıla görülen dalgalanmalar örümcek ağı teoremine iyi bir örnektir.
Daha basit bir ifade ile anlatmak gerekirse bu yıl patates üretiminin bol olduğu ve arz fazlası nedeniyle fiyatın düştüğünü varsayalım. Düşük fiyat nedeniyle zarar eden üreticiler izleyen yılda daha az patates ekimi yapıyor, bu kez arzın azalması nedeniyle piyasa fiyatları yükselmeye başlıyor. Bu yeni yüksek fiyata bakan üreticiler ertesi yıl üretimlerini artırıyor, bu kez de arz bolluğu sonucu fiyatlar düşmeye başlıyor. Bu inişli çıkışlı durum böylece devam edip gidiyor. Bu durumu gösteren tablolar örümcek ağına benzetildiği için de bu yaklaşım Cobweb (örümcek ağı) teoremi olarak anılıyor.
Geçmişte olduğu gibi bu yılda fırsatçılar, tonlarca patatesi piyasaya düşük miktarda ve yüksek fiyattan vererek durumdan nemalanmakta buna birde hava şartları nedeniyle verim düşüklüğü ile geçen sene ürünün para etmemesi sebebiyle patates ekim alanlarındaki daralmada eklenince fiyatların bu seviyelere çıkması kaçınılmaz oluyor. 2015 yılında yine benzer bir durum ile karşılaşılmış bakanlığın yapmış olduğu araştırma sonucunda Nevşehir de bulunan mağaralarda 110 bin ton patatesin stoklanmış olduğu tespit edilmişti. Bakanlık ithalat kozunu öne sürerek depolardaki patatesin piyasaya çıkması sağlanmış ve fiyatlar normale dönmüştü.
Bu nedenle spekülatör ve fırsatçılardan yakınmak yerine geçmiş tecrübelerden de yararlanılarak ithalat gibi geçici değil yapısal sorunlara yönelik kalıcı çözümler üretmeye yönelik tarım politikaları geliştirmek gerekmektedir. Fiyatlarda ortaya çıkan dalgalanmaların önüne geçilebilmesinin yegâne yolu tarımsal üretim planlamasıdır. TMO ve benzer tarımsal kuruluşların sözleşmeli üretim ve ürün alımlarını yaygınlaştırması ile birlikte fiyatlardaki dalgalanmanın önüne geçilmesi diğer yandan üretilen tarımsal ürünlerin pazarlanması ve ihracatı noktasında çiftçiye desteğin artırılması için gerekli düzenlemelerin yapılarak bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Aksi durumda akıllara şu atasözü gelmeye devam edecektir. “Çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane gelecek yıl çıkmış.”