Ağustos başı itibari ile dolar kuru 5,07 TL’ye yükselmiş durumda, kredi faizleri yüzde 20-21 seviyelerinde. 2018 Haziran ayı itibariyle yıllık enflasyon oranı yüzde 15,39. Merkez Bankası %8,4 olan yıl sonu enflasyon tahminini %13,4 olarak güncelledi. Sadece Kayseri’de yılın ilk 6 ayında gerçekleşen karşılıksız çek tutarı 106 milyon TL iken yine ilk 6 aydaki protestolu senet tutarı 154 milyon TL olarak gerçekleşti. TÜİK verilerine göre 2018 yılının ilk 6 aylık döneminde mobilya sektörü %5,8 oranında küçüldü. Elektrik ve doğalgaz fiyatlarına sanayi ve ticarethanelerde %14 zam yapıldı. KOBİ’lere kullandırılan toplam nakdi kredi tutarı 2018 Nisan sonu itibari ile geçen yılın aynı dönemine göre %15,8 artarak 541 milyar TL’yi aştı. KOBİ’lerim yine aynı dönem itibari ile takipteki kredi tutarı 26,3 milyar TL.
Yukarıda sıralamış olduğum tüm bu bilgileri istatistik olsun diye yazmadım elbette. Sadece ekonomide neler olduğunu hep birlikte net bir şekilde görelim ve gördükten sonra da analiz edelim istedim. Görmüş olduğumuz tüm bu verilerin bize vermiş olduğu bir numaralı mesaj ekonomide ciddi bir nakit akışı ve beraberinde finansman sıkıntısı yaşanıyor. Enflasyon yükseliyor, yükselmesi ile birlikte temel maliyet girdilerinde artış yaşanıyor ve bu artışta yine üretilen malların ve hizmetlerin fiyatlarının artmasına sebebiyet veriyor. Artan fiyatlarla beraber alım gücü zayıflayan tüketici harcamaları azalıyor bu azalmada piyasada durgunluk olarak tabir edilen resesyona neden oluyor.
Yani gördüğünüz gibi ekonomide işler iyi gitmiyor. Acil eylem planlarına ihtiyacımız olduğu aşikar. Enflasyonun daha da artmasından endişe eden ekonomi yönetimi BDDK aracılığı ile kredilerde ve kredi kartlarında sınırlamaya gitti. Bu sınırlama elbette enflasyona düşüş konusunda bir baskı uygulayacaktır lakin yan etki olarak zaten durgunluğun hakim olduğu ticarette satışların daha azalmasına ve hatta durma noktasına gelmesine sebebiyet verecek bir hamle. Piyasa da çok ciddi bir şekilde likidite sıkışıklığı var. Yazılan çek ve protesto edilen senet tutarları bu bilgiyi bize teyit ediyor. Satışların azalması ile birlikte sermaye yapısı zayıf olan firmalar finans ihtiyaçlarını artan banka kredi oranları neticesinde çok daha pahalı ve zor bir şekilde temin etmek zorunda kalacaklar. Temin edebilecekler edecek, edemeyenler ise sistem tarafından eleminize edilecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan 100 günlük eylem planının başarılı bir şekilde icra edilmesi piyasalar için çok hayati önem taşıyor. Bu projeler hayata geçirildikçe piyasa yavaş yavaş nefes almaya başlayacaktır. Siyasi ilişkilerde de gerginlik politikalarından vazgeçilip uzlaşmacı bir üsluba geçilmesi halinde döviz kurlarında da geriye doğru bir gevşeme yaşanacak ve Türkiye’nin üzerindeki faiz ve kur baskısı azalacaktır. Özetle fırtına sert esiyor. Kökleri güçlü olan çınarlar yıllardır olduğu gibi yine ayakta kalmaya devam edeceklerdir. Kökleri zayıf olanlarında bir an evvel fırtınaya karşı tedbir almaları lazım.
Rüzgârın yönünü değiştiremiyorsanız, yelkenlerinizi değiştirin. Çünkü dünya sizin karşılaştığınız fırtınalarla değil, gemiyi limana ulaştırıp ulaştırmadığınızla ilgilenir. -C.Kwindnel-